İşlevsel İletişim Üç
Üçünü bölümümüzde işlevsel iletişimle ilgili birkaç uygulamaya yer vereceğiz. Bu kısım hakkında metni okumadan önce, işlevsel iletişim bölüm 1 ve işlevsel iletişim 2 başlıklarını okumalısınız.
Bir vaka üretiyoruz şimdi. Bardakları kıran bir çocuğumuz var elimizde. Bu çocuğumuzda otizm tanısı olsun. Öncelikle davranışın ne olduğunu ve ne işlevle yapıldığını bulmak için 4 sorumuza cevap yazıyoruz
(a) sosyal ilgi ve dikkat elde etme, – için yapabilir. Zira her bardak kırdıktan sonra dikkati üzerine toplamış olur.
(b) nesne elde etme, – eğer bir istediğini elde edemediği için bunu yapıyorsa bu kısma ağırlık vermeliyiz. Bizim çocuğumuz daha zorlu olsun diye bu maddenin bir karşılığını koymayalım. Yani çocuğun nesnel istediği bir eşyamız yok.
(c) duyusal uyaran elde etme ve – bu da oldukça iyi gözlemlememiz gereken bir başlık. Zira çocuklar kendisine yakın olmamız, tutmamız, sıkı sıkıya kavramamızı bile duyusal uyaran elde etme olarak algılayabilirler. Hatta bir adım ileri giderek, ailesinden tokat yiyen çocuğun bile sırf ailesi duyusal uyaran versin diye problem davranışlar çıkardığı konusunda bilimsel veriler bulunmaktadır.
(d) istemeyen bir durumdan kaçma – – Eğer çocuğa bir fiil, iş ya da durum yükledik ama bunu yapmak istemiyorsa gidip bardağı kırma eylemini bu basamakta değerlendirmeliyiz.
Şimdi davranışın işlevini yavaş yavaş anlıyoruz. “A” maddesi için çözüm yollarımızı sıralayıp ona göre müdahalede bulunmamız gerekecek. Burada problem davranış tesit formunu kullanmalısınız. Zira davranışın ne zamanlar hangi durumlarda ortaya çıktığını görmeniz açısından önemlidir.
Varsayımsal devam edersek, çocuğumuz ev kalabalık olduğunda misafir olduğunda bardak kırıyor. Burada üç maddeye bakmalıyız. A ,b ve d maddeleri. Demek ki sosyal ortamda ilgilimiz misafire yöneldi, demek ki nesne olarak bizi talep ediyor, demek ki misafirlerin orada bulunmasını istemiyor.
Şimdi önümüz biraz daha açık. Peki bu problemi nasıl gidereceğiz. Öyle ya misafir gelmesin mi ? Elbette gelecek, elbette oturup onlarla DA ilgileneceğiz. Sadece onlarla ilgilenmeyeceğiz yani. Bardakları çocuğumuz taşıyacak, tabakları o taşıyacak, mutfağa gittiğiniz zaman yanınıza çağıracaksınız, misafirin yanında otururken onu yanınıza alacaksınız. Misafirlerin kısık sesle konuşmasını isteyeceksiniz ! ki bir çok çocuğumuz gürültüye tahammül edememektedir.
Bu kadarla halledilir mi ? Hayır ! bunu sistemli ve sürekli yapmanız gerekecek. Zira çocuklar bizden daha zekiler. Davranışlarımızdaki tutarsızlığı görürler. O yüzden tutarlı ve sürekli şekilde eksik hissettiği şeyleri gidermeye çalışacağız.